Menü

27 Ocak 2020 Pazartesi

Son 10 Yılın En İyi Tasarımları EDIDA Retrospektif Sergisiyle HOM Design Center’da Sergileniyor!



Türkiye’den ve dünyadan 100’ün üzerinde seçkin mobilya markasına ev sahipliği yapan tasarım ve dekorasyon merkezi HOM Design Center, son 10 yılda EDIDA Ödülü (Elle Deco International Design Awards) kazanmış tasarımların bir araya geldiği EDIDA Retrospektif Sergisi’ne ev sahipliği yapıyor. 23 Ocak - 19 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek sergide ziyaretçiler, 2010 yılından bu yana, tasarım ve dekorasyon alanında yaşanan değişimleri inceleme şansı yakalayacaklar.

Skyland İstanbul bünyesinde yer alan ve Türkiye’nin tasarım ve dekorasyon alanındaki seçkin markalarını aynı çatı altında buluşturan HOM Design Center, EDIDA Retrospektif Sergisi ile tasarım tutkunlarına kapılarını açıyor. Elle Decoration dergisi tarafından düzenlenen EDIDA Ödülleri’nde 2010’dan bugüne ödül kazanmış tasarımları bir araya getiren sergi, 23 Ocak - 19 Şubat tarihleri arasında HOM Design Center’da tasarım severlerle buluşacak.

Son 10 yılın ödüllü tasarımları, Türkiye’nin en büyük tasarım ve dekorasyon merkezinde Türkiye’de son 10 yılda tasarım alanında yaşanan değişimleri yansıtan retrospektif sergide, Derin Sarıyer’in “Fek” koltuğundan Faruk Malhan’ın “Sekü” kanepesine, Can Yalman’ın Çanakkale seramik için tasarladığı “Orientele” duvar kaplaması koleksiyonundan Atilla Kuzu’nun “Mantis” aydınlatmasına, birçok ödüllü tasarım bir araya geliyor. Ebru Çerezci, Ross Lovegrove, Tanju Özelgin, Erdem Akan, Rıfat Özbek, Koray Özgen, Emre Evrenos, Selen Öztürk, Zeynep Fadıllıoğlu, Merve Kahraman, Yeşim Ketenci, Atilla Kuzu, Mauro Lipparini, Neptün Öziş, Banu Yentür, Mustafa Toner, Haldun Akalın, Maurizio Manzoni, Faruk Malhan, Begüm Cemiloğlu&Ekin Varon ve Enis Karavil ise sergide çalışmaları bulunan diğer tasarımcılar arasında yer alıyor.

Türkiye’de tasarım ve dekorasyon alanında yaşanan değişimleri başarılı örnekler üzerinden görünür kılan EDIDA Retrospektif Sergisi, 19 Şubat’a kadar ücretsiz olarak HOM Design Center’da ziyaret edilebilir.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

8 Ocak 2020 Çarşamba

DRESSLİLY RENKLİ SPOR AYAKKABI VE İNCE MONT

Herkese merhabalar,
Uzun zaman oldu bloğa yazı yazmayalı ve sanırım çok özelmişim.Bu gün size yurtdışı alışverişimden bahsedeceğim.
Dresslily markasından rengine bayıldığım bir outdoor spor ayakkabı ve harika sonbahar ve bahar aylarında giyebileceğim siyah kapüşonlu ince mont aldım.



Öncelikle ayakkabılar çok güzel.Tam benim gibi renk severler için hem rahat hemde çok şık.


Ankara'nın havaları malum.Şimdi tam kış mevsimi başladı.Kar gördük nihayet. Bu tarz ince montları havalar yeni soğumaya başladığı zamanlarda  çok seviyorum ben.Ayakkabılarda outdoor olduğu için altı kaydırmaz taban şeklinde ayrıca ayağınızı terletmiyor ve çok rahat bir yapısı var.



Alışverişim sorunsuz bir şekilde oldu.Ayrıca kargo kısa bir süre içinde  ve güzelce paketlenmiş bir şekilde geldi.
Sorunsuz ve güvenle dresslily sitesinden alışveriş yapabilirsiniz.Ayrıca indirim dönemlerinde bir çok ürünü uygun fiyata güvenle satın alabilirsiniz.
 Bir çok ürünü detaylı incelemek isterseniz dresslily.com sayfasını ziyaret edebilirsiniz

2 Ocak 2020 Perşembe

Çocuklar Süt Sevmiyor mu?



Dün bir arkadaşıma çaya davetliydim. Öğleden sonra olduğu için çocukları evdeydi. Ben de giderken onların sevebileceği ‘zararsız’ ve lezzetli bir şeyler almak istedim. Ufak tefek atıştırmalık yiyeceklerin yanında marketten en sevdiğim markanın ambalajlı sütünü aldım. Bizim evde çok tüketildiği için sütü artık otomatik alıyorum hiç düşünmeden.

Evlerine gittiğimde arkadaşım torbaları boşaltırken sütleri kendime aldığımı sanınca bayağı şaşırdım. Meğer çocukları süt “sevmezmiş”. Bu aslında onun dediği tabii ama orada bir şey demeden, evde bal, kakao gibi tatlandırıcı bir şeyler olup olmadığını sordum. Kakao poşetini elime aldım ve annemin hazırladığı kakaolu sütü hazırlamaya giriştim.

Benim düşünceme göre, çocuklar bir gıdayı, bir yiyeceği sevmediğinde bu gerçek fikir değil, bir etkilenme veya zorlanma sonucu oluyor. Yani çocuğu yemesi veya içmesi için zorlarsan o çocuk o gıdayı bir daha tüketmeyebiliyor. O yüzden çocukları serbest bırakmak, sıkmamak, o gıdayı farklı türde onlara sevdirmek lazım.

Kakaolu sütlerini ve atıştırmalıklarını hazırlayınca onları çağırdım ve sütle ilgili bir hikaye uydurdum hemen. Sonuç belli; sütlerini bayılarak içtiler. Konu neyi yaptığınızdan çok nasıl yaptığınız. Pazarlamanın önemini buradan anlıyor insan. Arkadaşım şaşkın tabii.
Sohbet ettiğimizde ise çekinerek ambalajlı sütleri pek kullanmak istemediğini söyledi. Nedenini sorduğumda ise besin değeri düşük olduğunu söyledi. Bunu da araştırmadığını, tamamen kendi fikri olduğunu söyledi. Gel bakalım o zaman dedim. Dedikodu yapacağımıza, magazin konuşacağımıza bunu araştıralım dedim. 1-2 saat gezindik yerli ve yabancı sitelerde. Çıkan sonuçlar ise onu şaşırttığı kadar beni de şaşırttı zira bilmediğim bir sürü şey öğrendim. Bu vesileyle arkadaşıma da teşekkür ederim yeni şeyler öğrenmemi sağladığı için.

İlk olarak ambalajlı sütler, şu an ortalıkta gezen çiğ sütlere göre denetimli ve kontrollü olduğu için kesinlikle ama kesinlikle daha güvenli ve sağlıklıymış. Ambalajlı sütler, ısıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği’ne uygun ısıl işlem geçirirler ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanan tesislerde üretilirmiş.


Isıl işlem, dünya çapında tüm sütlere uygulanan bir yöntemmiş meğer. Bunun amacı, insanlarda ciddi hastalık riski oluşturabilecek etkenlerin tamamen uzaklaştırılmasıymış. Ayrıca besleyiciliğinden ve içeriğindeki vitaminlerinden de herhangi bir kayba uğramazmış. Yani arkadaşımın fikri yanlışmış. Araştırmasak, sorgulamasak yanlış bir fikre inanmaya devam edecekti.

Bu arada aranızda çiğ süt kullanan varsa diye çok ama çok önemli bir bilgi eklemek istiyorum. Çiğ olarak tüketime sunulan açıkta satılan sütler biliyorsunuz sokakta, dükkan önlerinde, mağaza kapılarında filan satılıyor. E tabii soğuk zincir de hak getire! Bu sütlerde soğuk zincir sağlanamadığından, tüketiciye ulaşana kadar geçen taşıma sürecinde toplam bakteri yükü artıyor. Bu zararlı mikroorganizmaların uzaklaştırılması amacıyla evlerde kontrolsüz bir şekilde uzun süre kaynatılıyor ve bu yüzden vitamin-mineral kayıpları ambalajlı sütlere göre daha fazla oluyor.
Aman diyeyim her yerden süt almayın, çiğ süt almayın, denetimden geçmeyen sütü doğal sözüne kanıp eve sokmayın. Çocuklarınızı da onu sevmiyor, bunu sevmiyor diye şartlandırmayın. Sadece neyi nasıl sunacağınızı bilin ve çocuğunuza, yeni şeyler denemesi ve sevmesi için her zaman şans verin. Hepimize örnek ve ders olsun bu deneyim.

Bir boomads advertorial içeriğidir.